Eğe,
Kaburga,
Kosta, Costae (Kaburgalar)
Osmanlıca, dıh.
Kaburga kemiği,
Gögüs kafesini oluşturan eğri kemiklerden her biri.
Latince costa, İng. rib, Alm. rippen, Frn.câte.
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her birine verilen ad.
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her birine, kaburga denir. Göğüs kafesini oluştururlar ve sağlı sollu 12 çifttir. Göğüs kemikleri toplam 25 adettir.
Göğüs kafesi, karın boşluğundan bir diyafram aracılığıyla ayrılır.
Kemiklerden oluşan, eklemlerle bağlanan güçlü destek yapıya iskelet denir. Yetişkin bir insanda büyüklük ve şekil bakımından farklı olan uzun kemikler, kısa kemikler ve yassı kemiklerden oluşan 206 kemikli iskelet meydana gelir. Uzun kemikler kol ve bacaklarda, kısa kemikler omurga, el ve ayaklarda, yassı kemikler kafatası ve göğüs kafesinde bulunur. Boyun ile karın arasında yer alan bedenin üst bölümü gögüs kafesini oluşturur. İskeletimiz Kafatası, Omurga, Gögüs kafesi, Kollar ve bacaklardan oluşan dört bölümdür. Omur denilen 33 kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle omurgayı oluşmuştur. Kaburga kemikleri ile göğüs kemikleri göğüs kafesini oluşturur. Akciğerleri ve kalbi koruyan gögüs kafesi nefes alıp vermemize yardımcı olur. Beynimizi koruyan ise kafatasıdır.
Eğe kelimesinin diğer anlamları;
Maden, tahta ve benzeri malzemelerin pürüzlerini düzeltmek, yontmak, perdahlamak için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç.
Çakı, bıçak vb. eşyaların ağızlarını keskinletmek için kullanılan bir araç.
Kağnıda kanatları bağlayan tahtalar. (Aksaray -Niğde yöresinde)
Motor ve kayık içinde bulunan bölme tahtaları.
Kayığın iç iskeletini oluşturan ağaçlar.
Kuka ipliğinden boncuk ve pul ile örülen oya.
Kazanda pişirilmiş kaburga yemeği.
Göğüs kafesini oluşturan kemik,
Kısmet, nasip, pay.
Kaburga,
Kosta, Costae (Kaburgalar)
Osmanlıca, dıh.
Kaburga kemiği,
Gögüs kafesini oluşturan eğri kemiklerden her biri.
Latince costa, İng. rib, Alm. rippen, Frn.câte.
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her birine verilen ad.
Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her birine, kaburga denir. Göğüs kafesini oluştururlar ve sağlı sollu 12 çifttir. Göğüs kemikleri toplam 25 adettir.
Göğüs kafesi, karın boşluğundan bir diyafram aracılığıyla ayrılır.
Kemiklerden oluşan, eklemlerle bağlanan güçlü destek yapıya iskelet denir. Yetişkin bir insanda büyüklük ve şekil bakımından farklı olan uzun kemikler, kısa kemikler ve yassı kemiklerden oluşan 206 kemikli iskelet meydana gelir. Uzun kemikler kol ve bacaklarda, kısa kemikler omurga, el ve ayaklarda, yassı kemikler kafatası ve göğüs kafesinde bulunur. Boyun ile karın arasında yer alan bedenin üst bölümü gögüs kafesini oluşturur. İskeletimiz Kafatası, Omurga, Gögüs kafesi, Kollar ve bacaklardan oluşan dört bölümdür. Omur denilen 33 kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle omurgayı oluşmuştur. Kaburga kemikleri ile göğüs kemikleri göğüs kafesini oluşturur. Akciğerleri ve kalbi koruyan gögüs kafesi nefes alıp vermemize yardımcı olur. Beynimizi koruyan ise kafatasıdır.
Eğe kelimesinin diğer anlamları;
Maden, tahta ve benzeri malzemelerin pürüzlerini düzeltmek, yontmak, perdahlamak için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç.
Çakı, bıçak vb. eşyaların ağızlarını keskinletmek için kullanılan bir araç.
Kağnıda kanatları bağlayan tahtalar. (Aksaray -Niğde yöresinde)
Motor ve kayık içinde bulunan bölme tahtaları.
Kayığın iç iskeletini oluşturan ağaçlar.
Kuka ipliğinden boncuk ve pul ile örülen oya.
Kazanda pişirilmiş kaburga yemeği.
Göğüs kafesini oluşturan kemik,
Kısmet, nasip, pay.