İslam'da Tanrı buyruklarına uyma ...

Taat, 
(Arapça, طاعت ).
Tâat, İbadet, İtaat.
Taat sözcüğü Tanrı buyruklarına uymak anlamındadır.
Allah’ın buyruklarına uyma .
Allah'ın emirlerini yerine getirmek.
İtâat, (Arapça اطاعت ). 
İtaat etmek. 
Uyma, boyun eğme. 
Tâat kılmak, ibadet etmek.
İbadet etmek. 
Söz dinleme, ibâdet. 
İtaat edene muti, kendisine itaat edilene muta denir.

Çocuk felci aşısını bulan ABD'li hekim ve bakteriyolog, mikrobiyolog ...

Jonas Edward Salk,
1914, New York - 1995, Kaliforniya,
ABD'li hekim ve bakteriyolog, mikrobiyolog.
Çocuk felci aşısını buldu.

Göçmen bir Yahudi ailenin çocuğu olarak 1914 yılında Newyork'ta doğdu. Tıp tahsili yaptı. Amerika'da başarılı virüs araştırmaları ile Michigan, Üniversitesinde, 1946 yılında epidemiyoloji doçenti oldu. Pittsburgh Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1963 yılında, San Diego Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü direktörü oldu. Daha sonra Virüs Araştırma Merkezi'nin Başkanlığını yaptı.

Araştırmaları esnasında çocuk felci virüslerini üretmeyi başardı. 1957’de deneysel tıp alanında profesör oldu. 1960 yılında Kaliforniya’da Salk Biyolojik Çalışmalar Enstitüsü’nü kurdu. 1968 yılında eşinden boşandı. 1970 yılında, ressam Picasso’nun ilk eşi Françoise Gilot ile ikinci evliliğini yaptı. 1977 yılında Başkan Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi.

1995 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle San Diego’da hayatını kaybetti.


Hatıra, andaç, yadigâr ...

Suvenir,
Souvenir.

İng. souvenir,  
Frn. souvenir,
Bir kimse veya olayı hatırlatan nesne.
Anı, hatıra.
Anmalık. 
Armağan,
Andaç, 
Bellek,


Hatıra, 
Hediye, 
Hatıra eşya, 
Hediyelik eşya,

Bergüzâr (Farsça, برگذار ).
Yadigâr,(Farsça, یادگار ).
Yadgâr. 

Bolkar dağları ile Aladağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik kökenli çukur alan ...

Ecemiş,Ecemiş Çukuru,
Tekir Çukuru, 

Bolkar dağları ile Aladağlar kütlesini birbirinden ayıran tektonik kökenli çukur alan. 

Adana karayolunun izlediği bu çukur alan, Eosen devrinde sol atımlı yırtılma fayları ile oluşmuştur. Bolkar ve Aladağ kütleleri bu faylar boyunca birbirlerine göre 50 km. kadar yer değiştirmiştir. 
 
Orta Torosları oluşturan Aladağları ve Bolkar Dağlarının kuzeydoğu kısmını ayıran bu çukura Ecemiş çukuru denir. Ecemiş Koridoru adıyla bilinen kanyon, batıda Taşeli platosu ile sınırlanan Bolkarları ve Aladağları ayırır. Aladağların en yüksek tepesi Medetsiz (3524 m) dir. Aladağların en yüksek tepesi ise Demirkazık (3756 m) tır. Bu dağların oluşturduğu Toroslar ise Alp Dağlarının Türkiye'deki güney kanadını oluşturur. Bu dağlar Reşadiye'den başlayıp Anadolu'nun güney kıyılarına paralel olarak uzandıktan sonra, doğuda İran'ın Zagros Dağları'na kadar uzanır. 

Orta Anadolu fay zonunu oluşturan Ecemiş fay zonu,  Refahiye yakınlarında Kuzey Anadolu Fay hattından ayrılarak, Erciyes Dağına kadar uzanan yaklaşık 600 km. lik bir fay hattını oluşturur. Ecemiş Fayı güneyde Mersin İline kadar uzanır. Bu fay Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay hatlarından sonra Türkiye’nin  üçüncü büyük fay hattıdır.

Eskiden Boşnak'ların liderine verilen ad...

Ban,
Ban, esasen Hırvatça bir kelimedir.
Prenslik anlamında Büyük Macar Krallığının Slav asıllı valilerine verilen ad.

İlk Bosna Ban'ı Stefan(1081). 
İlk Ban'ı Macar Kralı Koloman atamıştır. Geçen yıllar sonra Bosna Banı Kulin bağımsızlığını ilan ederek Macar krallığından ayrılmıştır.


Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan. 
 
Osmanlılar zamanında Macaristan ve Slovenya dolaylarında sancak beylerine ve küçük prenslere verilen san. 

Balkanlar;
Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Roma İmparatorluğu'ndan fethettiği topraklara Rumeli adı verilmiştir. Genelde bu topraklar Balkanlardır. Bölgede, Roma İmparatorluğu uzun yıllar hüküm sürmüştür. Daha sonra Avar ve Slav akınları sonucu bu kavimlerin hakimiyeti altına girmiştir. Belli bir süre sonra kuzeyden gelen Sırp ve Hırvat akınları, bölgede hüküm süren Avarların hakimiyetine son vermiştir. Bunun neticesinde Hırvatlar Dalmaçya'ya, Sırplar ise Karadağ ve çevresine yerleşti ve bu kavimlerin ortasında kurulan Bosna-Hersek Avarlardan kalma bir teşkilat olan Ban' lıklara ayrılmıştır. Bosna, 1137-1251 yıllarında Hırvatistan krallığına bağlanmış ve özerk olarak ban denilen valiler tarafından idare edilmiştir. 

Bogomil Hristiyan tarikatı XX.yüzyılda Bizans, Bulgaristan ve Batı Balkanlarda yaşamıştır.

Şehit gazeteci Hasan Tahsin'in gerçek adı ...

Osman Nevres.
(1888, Selanik - 15 Mayıs 1919, İzmir), 
Hasan Tahsin'in gerçek adı, Osman Nevres'dir.
Yazar ve gazeteci.
İlk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan vatansever kişi. 
İstiklal mücadelesi sırasında 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir, Kordonboyu’nda düşman efzon alayı askerlerine karşı ilk kurşunu sıkan kahraman kişi olup Yunan bayrağını taşıyan Yunan süvarisini öldürmüştür. Yunan alayı Hasan Tahsin'i kurşun yağmuruna tutarak orada şehit etmişlerdir.   

Osman Nevres ilkolkul, ortaokul ve lise öğrenimini Selanik’te yapmıştır. Paris’te Sarbonne Üniversitesi Siyasal Bilimler öğrenimi görmüştür. 

Eski dilde (Bir şeye) uğramış, yakalanmış, maruz kalmış, müptela olmuş ...

Duçar (Farsça,  دچار ), 
(Bir şeye) Uğramış, yakalanmış, maruz kalmış, tutulmuş.
Müptela olmuş, müptela etmiş,
Çatmış.
Dûçar etmek, uğratmak, 
Müptela etmek, müptela olmak.
İnsanın iradesi dışında yakalanmış, müptela olmuş.
Bir hastalığa yakalanmak.
Bir zararlı işle karşılaşmak.
(Bir şeye) uğramak, çatmak, tutulmak.
Duçar, İng. afflicted (with).

Toplardamar ...

Verit,
Ven, 
İng. Vein,
Alm. Vene.

Frn. Blutader.

Arapça, Osmanlıca, Verit.
Vena, (Latince).
Toplardamar, (İng. Vein, Frn. Veine).
Kanın, vücudun her yanından kalbe gitmesine yarayan damar. 
Kirli kanın vücudun her yanından kalbe gitmesini sağlayan damar, vena, verit.
İçinde kanın tek yönde ilerlemesini sağlayan kapakçıklar bulunan, sayıları, uzunlukları atardamarlara göre fazla olan ve kirli kanı kalbe taşıyan damar. En geniş olanı vena cava'dır.
Dokulardan kalbe, büyük dolaşımda karbondioksitçe, küçük dolaşımda oksijence zengin kanı taşıyan damar.
Kanın, vücudun her yanından kalbe gitmesine yarayan damar, vena, verit.



Atardamar, Arter.
Toplardamar genişlemesi ise Varis olarak bilinir. Toplardamar yangısına ise Flebit denir.

Eski dilde, istemeyerek, iğrenerek, zoraki ...

Kerhen, (Arapça کرها ).
Zorla.
Zoraki, 
İstemeye istemeye.
İstemeyerek, iğrenerek.
Tiksinerek, iğrenerek.
İstemeyerek, 
Gönülsüz,
Gönülsüz olarak.
Hoşlanmayarak,
Sevmeyerek,

 

Dayanılacak, esas alınacak şey ...

Şiar,
Mesnet,
Dayanak. 
Mevki, makam. 
İstinatgah. 
Dayanılacak, esas alınacak şey.
Dayanılacak şey.

Şiar kelimesinin arapça anlamı;
Şiâr , (Arapça, شعار ).
Slogan.
İşaret.

Diğer anlamları ise şöyledir.;
İz, belirti, işaret, nişan, ayırt edici iyi âdet. 
Üstünlük veren işaret. 
İnsanın gömleği. 
Ölüm. 

Arapça Şa'r kelimesinden Kıllar anlamındadır.


Solunum yoluyla bulaşan bir Ortadoğuda görülen öldürücü bir virüs enfeksiyonu ...

MERS,
Middle East Respiratory Syndrome.
Orta Doğu Solunum Sendromu.
MERS virüsü (corona virüsü),
MERS-CoV

Mers hastalığı solunum yoluyla bulaşıyor. Ortadoğu ülkelerinde ortaya çıkan ve ve öldürücü SARS hastalığının türevi olduğu sanılıyor. MERS ilk defa 2012 yılında Suudi Arabistan’da tanımlanmış ve yeni bir corona virüsün neden olduğu bulaşıcı solunum yolu hastalığıdır. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ortadoğu ülkelerinde görülmüştür.

Hastalığa yol açan virüs MERS-CoV'dır. Bu virus 2012 yılında Suudi Arabistan'da tespit edilmiştir. SARS'a yol açan virüsten farklıdır yani başka bir versiyonu olan corona virüs enfeksiyonu SARS' tır (şiddetli akut solunum sendromu). Etkeni SARS-CoV'dır. 

Bu virüsle enfekte olan insanlarda ağır akut solunum sistemi rahatsızlıkları görülür. Ateş, öksürük ve nefes darlığı ve genellikle zatürre bulunur. Bazı hastalarda ishal gibi sindirim sistemi belirtileri de meydana gelmiştir. Bazı hastalarda da özellikle böbreklerde organ yetmezliği meydana gelmekte ve hastalerın yarısı hayatını kaybetmektedir. Hastaların çok az bir kısmı hafif belirtilerle atlatmıştır. 

MERS virüsünün develerden kaynaklandığından şüphelenilmektedir. Ancak hastalığın insanlara nasıl bulaştığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Hastalık insandan insana yakın temas ile bulaşabilmektedir ancak şu an için hızla yayılmamaktadır. MERS hastalağı için bir aşı ve özel bir tedavi yoktur. Semptomları azaltabilmek için ağrı kesiciler, ateş düşürücüler kullanılabilir. Boğaz ağrısı ve öksürük için oda nemini arttıran cihazlar kullanılabilir. Bol bol sıvı alıp istirahat edilmelidir. Su ve sabunla sık sık ellerin yıkanması, gözlere, ağıza ve buruna dokunulmaması, hasta insanlarla yakın temastan kaçınılması hastalığın yayılma riskini azaltacaktır.

Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik ...

İlinek,
Araz,
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunmayan nitelik.
Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz. mesela, Şekerin beyaz rengi şekerin varlığı için zaruri değildir.
İlinek, (İng. accident). 
Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan; rastlantı ile olan nitelik. 
Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıf.

Dünyaca ünlü Fransız kahin, hekim, eczacı ve astrolog ...

Nostradamus,
Michel de Nostredame (14 Aralık 1503, Saint-Rémy-de-Provence - 2 Temmuz 1566, Salon),
Fransız hekim, eczacı, kâhin ve astrolog.
Bir noterin oğlu olarak 1503 yılında Fransa St. Remy'de doğmuştur. Astraloji konusunda ve Yahudiliğin Kabala öğretileri hakkında öğrenim görmüştür. okültizim ve çeşitli eski çağ gizemleri hakkında çalışmalar yapmıştır. 1552 yılında ilk kitabı yayınlandı. 1555 yılında kehanetlerinin olduğu Centuries isimli kitabı yayınlandı. Nostradamus, kehanetlerini korumak için özel bir şifre sistemi kurmuş ve kitaplarını hazırlamıştır. 1781 yılında kilise tarafından aforoz edildi ve yasaklandı.

İbranice, Yunanca, Latince dillerini konuşup yazabilen Nostradamus matematik ve simya bilimi üzerine eğitim almıştır. Tıp eğitimi de alan Nostradamus zamanında veba salgını esnasında gönüllü olarak doktorluk yapmıştır. Bitkilerle tedavi (Fitoterapi), ilaçlar ve parfümler  üzerine çalışmıştır.

Soylu bir ailenin kızı ile evlenmiştir. Avrupa'da veba salgınında tedavileriyle mucizeler yaratmıştır. Ancak 1534 yılında  salgında karısını ve iki çocuğunun ölümüne engel olamamıştır. Fransa' nın Aix şehrinde salgın için çalışmaları esnasında Anne Ponsard ile evlendi ve altı çocuğu daha oldu.  Oturduğu ev Nostradamus Müzesi olarak düzenlenmiştir. Nostradamus Kral tarafından Paris’e davet edilerek 1560 yılında kralın doktoru olmuştur.
  
Gut hastalığına yakalanan Nostradamus, 12 Temmuz 1566 yılında 62 yaşında Franciscan Manastırında hayata gözlerini yumdu. En son kehaneti ise kendi ölümüdür.
Nostradamus’un gerçekleşen Kehanetleri;
  • 1666 yılında Londra’da büyük bir yangın çıkmıştır.
  • 1789 Fransız Devrimi .
  •  1793 yılında Marie Antoinette idam edilmiştir. 
  • 1882  Louis Pasteur, kuduz ve şarbon aşılarını bulması.
  • 1889 yılında Adolf Hitler (Hisler) doğdu. 
  •  II. Dünya Savaşı ve Hitler.
  •  1936 İspanyol diktatör Franco'nun sürgün edilmesi.
  • 1945 yılında Hitler evlendi ve öldü. 
  • 1948 yılında İsrail devleti kuruldu. 
  • 1963  ABD başkanı John Fitzgerald Kennedy suikastı.
  • 1990 yılında Saddam Hüseyin, batıya dik çıkışlar yaptı. 
  • Endonezya depremleri sonrası Yunanistan ve Türkiye’de yer sarsıntıları olacak. Gölcük depremi. 
Nostradamus’un Beklenen Kehanetleri; 
  • Bir Arap prensi, kilisenin egemenliğini denizde yenecek.
  • İran’da 1 milyondan fazla insan birleşecek. Gerçek yılan (Çin) Türkiye ve Mısır’a girecek. Arap bir komutan batı ordularını dize getirdikten sonra bir milyon insan İran’da toplanacak. Çin Türkiye ve Mısır’a saldıracak.
  • Mehdi 2016 ile 2020 arasında Asya'da çıkacak. Ortadoğu kökenli bir Mehdi'nin Asya'da belireceğini ve onun gelişiyle, Dünya'nın 2016-2020 yılları arasında Altın Çağ'a gireceğini söylüyor. 
  • 2000’lerde, Avrupa ile İtalya arasında savaş; 
  • Chiren’in birliklerin başına gelmesi ve Avrupa Ordusu’nun savaşı kazanması. 
  • 2020 Yılında, atomik bir saldırı sonucunda Roma’da taş üzerinde taş kalmaması.
  • 2025'e kadar Dünya'nın ekseni değişecek. 2025 yılına kadar sadece depremlerden değil dünyanın ekseninin değişimine neden olacak sismik aktivitelerden bahsediyor.
  • 2050 yılına kadar büyüksavaşlar olacak.
  • 2050 Yılında, iki Almanya’nın birleşmesi ve Yerküre üzerinde 57 yıl süreyle barışın hakim olması. Nostradamus’un büyük bir kahin olarak tanınıp herkesçe kabul edilmesi. 
  • 2076 Yılında, bir ihtimal, Avrupa ile Asya ve Afrika ülkeleri arasında 4. Dünya Savaşı’nın çıkması. Savaşın 25 yıl sürmesi ve bitiminde yarı yarıya çöle dönmüş bir dünya bırakması.  
  • 2106 Yılında, 4. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve 1000 yıllık barış döneminin başlaması. Bugün için düşünülmesi bile zor olan olağanüstü buluş ve gelişmelerin ortaya çıkması. Yüksek bir yaşam düzeyi.  
  • 3750 Yılında, yeni bir savaş ve o güne değin yaşanmamış ölçüde bir korku dalgası.
  • 3797 Yılında, son günün gelip çatması ve yeryüzü ile gökyüzünün yepyeni bir çevreye bürünmesi. İnsanoğlunun ölümsüzlüğe erişmesi. Her türlü kötülüğün, bir daha geri gelmemek üzere saf dışı edilmesi ve ölümün ölümsüzlüğe dönüşmesi. 
  • Nostradamus’un dünyanın sonu, kıyamet ile ilgili gördüğü  tarih, 3797.
 

Eski dilde sevilen, aşık olunan erkek ...

Maşuk, 
Arapça ( معشوق ).
Erkek sevgili.
Bu sevgili bayan olursa maşuka denir.
Arapça Maşuka ( معشوقه ), Bayan sevgili.
Sevgili.
Sevilen, 
Sevilmiş kimse.
Eskiden sevilen, aşık olunan erkek.

"Tanrısal Ego" olarak da bilinen kibir, gururlanma sendromuna verilen ad ...

Hubris,
Hubris Sendromu, 
Kibir Sendromu.
İng. Hubris.

Aşırı gurur, 
Kibir, kasılma,
Kibir, gururlanma, kasılma.
Kendini beğenmişlik.
Küstahlık. 
Haddini bilmemek. 
Güç zehirlenmesi.
Aşırı özgüven. 
Hırs.

Genelde siyasetçilerde görülen bu hastalık “tanrısal ego” olarak da biliniyor. Bu sendromda kişi kendi görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içinde olup gerçek ile bağı yoktur. Kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görür.

Eski dilde musallat olma, saldırma, sarkıntılık ...

Tasallut, 
(Arapça تسلط )

Musallat olma, 
Musallat olmak. 
Birini rahatsız etmek.
Saldırma, 
Sarkıntılık. 
Tebelleş olmak. 
Tahakkümane hareket etmek. 

Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan, uykulu, baygın . ..

Mahmur,
Eski dilde, Mahmur.
Mahmur (Arapça,  مخمور ), uykulu, baygın. 
Arapça Hamr kelimesinden türemiştir.
Sarhoşluğun verdiği sersemlik.
Uyku basmış ağırlaşmış göz. 

Baygın göz,
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan. 
Uyku basmış göz, baygın göz.
Süzgün, dalgın bakışlı (göz).  
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan.

Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumu ...

Peltek, 
İng. having a lisp,
Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumuna pelteklik denir. Bu durum dilin üst damağa çarpmak yerine havada kalmasından dolayı oluşur.
Tutuk, titrek bir biçimde.
Tutuk, titrek (konuşma).

Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse).
Peltek olan kimseler "R" yerine "Y" ya da "L" ünsüz harfini söylerler. Mesela  Remzi,  yerine Yemzi ya da Lemzi gibi telaffuz ederler. Bunun sebebi dilin üst damağa kadar kalkmayarak havada kalmasıdır. Dil üst damağa çarpmayınca Y ünsüz harfi olarak kalır ve pelteklik meydana gelir. Bu durum çocuklarda önceleri sempatik ve sevimli bulunur. Ama ileriki yaşlarda problem olur. Bu tür durumlarda bazı sözcükleri tam telefuz edemeyince konuşma bozulur.  Çocukta okuma problemi yaratır. Peltekliğin belli bir tedavisi yoktur. Ama üzerinde çalışılarak giderilebilmektedir.

Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumu ...

Peltek, 
İng. having a lisp,
Kullanılması gereken harfin yerine dil, dudak veya çenedeki kasılmalardan dolayı başka bir harf söyleme durumuna pelteklik denir. Bu durum dilin üst damağa çarpmak yerine havada kalmasından dolayı oluşur.
Tutuk, titrek bir biçimde.
Tutuk, titrek (konuşma).
Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse).

Peltek olan kimseler "R" yerine "Y" ya da "L" ünsüz harfini söylerler. Mesela  Remzi,  yerine Yemzi ya da Lemzi gibi telaffuz ederler. Bunun sebebi dilin üst damağa kadar kalkmayarak havada kalmasıdır. Dil üst damağa çarpmayınca Y ünsüz harfi olarak kalır ve pelteklik meydana gelir. Bu durum çocuklarda önceleri sempatik ve sevimli bulunur. Ama ileriki yaşlarda problem olur. Bu tür durumlarda bazı sözcükleri tam telefuz edemeyince konuşma bozulur.  Çocukta okuma problemi yaratır. Peltekliğin belli bir tedavisi yoktur. Ama üzerinde çalışılarak giderilebilmektedir.

Daha çok Afrika ülkelerinde görülen çok bulaşıcı ve ölümcül bir virüs ...

Ebola,
Virüs Hastalığı (EVH). 
 
Ebola, adını Afrika Kongo'daki bir nehirden almaktadır. Çok tehlikeli bir virüstür (RNA). Bulaşıcıdır. Hava yoluyla bulaşma tespit edilmemiştir. Kontrol altına alınmazsa salgınlar görülür. Hastaların kan ve vücut sıvıları ile bulaşır. Virüs, vücuda girdikten sonra ortalama 5-10 gün içinde hastalık gelişir. 

İshal, kanama, baş ağrısı, karın ağrısı, iştahsızlık, sırtta ve göğüste kas ağrısı, deri döküntüleri, halsizlik ve yüksek ateş gibi belirtilerle hastalığa neden olan virüsün doğal kaynağının Afrika’daki meyve yarasaları olduğu düşünülmektedir.  Ebola virüsü vücuttaki beyaz kan hücrelerini hızla yok ederek bağışıklık sistemini çökertir. Hastalığın seyri çok hızlıdır. İleriki dönemlerde tansiyon düşüklüğü, vücudun içinde ve dışında kanamalar (burun, makat vb.), karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozukluklar görülür. Ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Tanımlanabilen Sudan, Reston, Fildişi kıyısı adlı  üç tür ebola virüsü vardır.

Ebola virüsünün kesin bir tedavisi yoktur. Semptomlara yönelik ciddi bir tedavi gerektirir. Günümüzde destek tedavisi yapılmaktadır. Vücuttaki sıvı kaybını azaltmak için hastalara hemen serum verilir. Salgın hastalık olarak 4.gruptadır.


Virüs çok bulaşıcı ve ölümcül olduğu, belirli bir tedavisi ve aşısı olmadığı için hasta sayısını azaltmak ve ölümleri engellemek için uygulanabilecek yegane tedavi koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Ebola virüsü taşıyan insanlarla yakın kontak hemen kesilmelidir. Hastanın izole edilmesi ve temas ettiği kişilerin de derhal karantinaya alınması gerekmektedir. Kişisel hijyene dikkat edilmelidir. Sağlık personelinin elbiseler, maske, gözlük, galoş vb. giysilerle hastanın vücut sıvıları ve kanıyla temasını engellemesi gerekmektedir. 


Afrika’da Hastalığın Görüldüğü Ülkeler:
Gabon, Güney Sudan, Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Uganda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti (Zaire), Fildişi Sahilleri, Kongo Cumhuriyeti, Nijerya. 




Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse ...

Çipil,
Fr. Madarose ou madarosis 
Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse.
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz).
Gözleri çapaklı olan (kimse).
Ağrılı, hastalıklı ve kirpiksiz göz. 
Küçük gözlü (kimse). 
Çapaklı göz.
Sevimli, neşeli bakış.
Gözleri sürekli kısık bakan kimse. 
Uykudan yeni kalkmış mahmur bakan kimse.

Popüler Yayınlar

Translate

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı